Röportajlar


Zerrin Bakır 

Futbol Hayatındaki ilk tecrübesini Çanakkale belediye sporda Yaşadı.. 
Kariyerini gemlikspor,dinarsu,kuzeyspor,marmara,kartalspor gibi Türkiyenin En İyi Takımlarında Oynayarak geliştirdi
Milli Takıma Kadar Yükseldi …
Fakat Futbola ara vermek zorunda kaldı ama olmadı vazgeçemedi; 6 yıl aradan sonra marmara üniversitesinin antrenörlük bölümünü kazandı.
Marmara Üniversitesi Bayan Futbol Takımında 1 Yıl Ara İle 2 Sezon Oynadıktan sonra Futbol Kariyerini Noktaladı.
Futbol Hayatını Farklı İller ve Farklı takımlardaki Tecrübeleriyle birleştiren Zerrin Bakırı Kendisinden Dinleyelim
Soru 1: Zerrin BAKIR kimdir?
Cevabı: Bakır ailesinin üç numaralı çocuğu olarak dünyaya gelmişim.
İki ablam bir tane de erkek kardeşim var. 27.06.1981 doğumluyum. Aslen Rize İkizdereliyim ama Çanakkale’ de doğup büyüdüm…
Yengeç Burcuyum ve özelliklerimi taşımaktayım. Her girdiğim işte başarılı olmayı kendime prensip seçmişimdir.
Sporculuk hayatım boyunca da başarıdan başarılara koşmaktayım.
Soru 2: Futbola nasıl başladın?
Cevap: İlkokul 3 sınıftan beri Sporun İçerisinde bulunmaktadır. 
Okullarımda basketbol, voleybol, hentbol, cirit atma ( Türkiye 8cisi) ve birçok branşta temsil ettim. 
Erkek kardeşim,Ben Ve Amcam ile beraber Çanakkale Dardanel maçlarına giderdik.
Sonrasında küçüklüğümden beri erkek kardeşimle beraber mahalle maçları düzenleyip maçlar yapardık. 
Futbol sevgim buralara dayanmaktadır. Hatta erkek kardeşimi bazen maçlara almazdılar beni alırlardı. 
Dardanelin malzemecisi olan Hüseyin abi çok iyi oynuyorsun bayan takımına göndereyim dedi ama ben o zamanlarda düşünmemiştim. 
Bir gün yine halı sahada mahalle maçı yaparken, Çanakkale Belediyespor Bayan Takımının bizden sonra antrenmanı varmış orada beni gördüler ve peşimi bırakmadılar. 
İlk antrenörüm olan İsmail Nebi yanına çağırıp benimle konuştuktan sonra lisanslı olarak futbola başladım.
Erkek kardeşimin de Çanakkale Dardenel alt yapısında oynamaktaydı ve kardeşimin payı çok Büyüktür futbola başlamamda en büyük etkendir.
Soru 3: Çanakkale Belediyespor, Gemlik Zeytinspor, Dinarsu, Kuzeyspor maceralarınız nasıl başladı?
Cevap: Yukarıda söylediğim gibi futbolla tanışmam mahalle maçları beraberinde başladı. 
Çanakkale Belediyespor’ da 3 yıl boyunca futbol oynarken lise takımımda da basketbol oynamaktaydım. 
Lise eğitimi mi tamamladıktan sonra kulübüm transfer teklifi geldiği söylediler 2-3 takımdan tercihi ise bana bıraktılar.
O sırada dershaneye gittiğimden (üniversite için) Bursa Gemlik Zeytinsporu tercih ettim. 
İdmanlarımı Çanakkale 18 Mart Stadında yaparken hafta sonları yani cumadan maçlarıma gidiyordum. 
Ayrıca Çanakkale’ de oynarken gol Kraliçesi olmuştum ve namım bu şekilde duyulmuştu. 
Futbola ilk olarak forvet mevkisinde başlamıştım.Daha sonra birçok mevkide yer aldım.
Gemlik Zeytinspor’da 2 sene top koşturduktan sonra artık transfer yapmanın zamanı geldi diye düşünerek İstanbul Dinarsu’ ya geldim. 
10 ay boyunca orada kaldım ve idmanlarımı aksatmadım. Sonrasında liglere girilmeyeceğini söylediler ve Kuzeyspor’ a transfer oldum. 
Transferimde Dinarsu antrenörü; Hasan Hocam ve Aydın Kankaş çok yardımcı oldular ve kendimi mavi-beyaz renklere bağlayan Kuzeysporla anlaşma yaptım ve Türkiye Şampiyonluğumuz geldi.. 
Tabi ki diğer takımlarla birlikte çıktığımız play-off maçlarına çıktığımızı söylemeden de es geçemeyeceğim.
Soru 4: Çevrenizin futbol oynamanıza tepkisi nasıl oldu?
Cevap: Dediğim gibi küçüklüğümden beri sporla uğraştığım için ailem hep yanımdaydı, karşı çıkmadılar, hep destekçi oldular. 
Hatta ailem Çanakkale’deyken bütün maçlarıma gelirlerdi. Sporu seven bir aileden yetiştiğim için çok şanslıydım.
İlkokul müdürüm okula başarı getirdiğim için bana Çanakkale’nin Naim Süleymanoğlu diye bile beni ödüllendirmişti. 
Çanakkale’deki sevenlerim olsun tüm şehir olsun hepsi destekçilerdir. Fanatik grubum bulunmaktaydı. 
Özellikle Çanakkale’de ilk milli sporcu olduğum içinde onlar için gurur kaynağıydım.
Soru 5: İlk Futbola Resmi Olarak Başladığınız Yıllarda Milli Takıma Seçildiniz Çok Gurur Verici Olmalıdır?
Cevap: Futbola ilk başladığımda o zaman ki Milli Takım Antrenörümüz Erdoğan GÜRHAN, maçlarımı izleyip beni çok beğendiğini söylemişti.
O zamanlar çok zayıf olduğum için kuvvetlenmemi istedi. Bende boş kalan zamanlarımda extradan antrenmanlar yapıyor ve fıtness çalışıyordum. 
Sonucunda da meyvesini aldım Milli Takıma seçildim. Ama enteresandır ki o sıralarda basketbolda oynamaktaydım ve teklif geldi. 
Milli takım olduğu için tercihimi futboldan yana kullandım. 
Pişman mısın diye sorsalar değilim şimdi olsa yine aynı şeyi yapardım. 
Futbolu çok seviyorum çünkü.. Milli takıma çağrıldığımı öğrendiğimde çok sevinmiştim hatta uçuyordum havalarda inanılmaz bir duygu anlatılmaz yaşanır bence.
Soru 6: Kuzey Sporda Şampiyon Olduğunuz Sezon Ardından Sonra Futbolu Bıraktınız Neden ?
Cevap: Yıl 2002’ ydi. O zamanlarda federasyonumuz bu kadar destekçi değildi şampiyonluk primi filan yoktu.
Kulüp başkanımız mali krizde olduğunu ve takımı kapatma kararı aldığını belirtti. 
Ben ve birçok arkadaşım kulüp evinde kalmaktaydık ve kapandıktan sonra hepimiz kendimize kalacak yerler ayarlamak zorunda kaldık. 
Ablama yerleştim ve futbol takımlarında para olmadığı için bırakmayı tercih ettim. 
Zannedersem 2003 yılında da Türkiye Futbol Federasyonu ligleri kapattı ve tamamen doğru kararaldığımı düşündüm ve iş hayatına atıldım.
Soru 7: Uzun Bir Aradan Sonra Tekrar Futbola Marmara Üniversitesi Futbol Takımında Oynamaya Devam Ettiniz Ve Onun Beraberinde Üniversite Bizlere Bu Durumdan Bahsedermisiniz?
Cevap: İş hayatında yaşadığım olumsuzluklardan dolayı üniversitede okumak istedim ve sevdiğim işe geridönmek istedim. 
İnsan sevdiği işi ve başarılı olduğu meslekte bulunmalı bence.
Aslında 2001 yılında Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümünü birincilikle kazanmıştım ama lisedeki tek dersimden dolayı diplomamı alamamıştım ve kaydımı yaptıramadım.
Sonrasında 2002 yılında bu kaosların içinde yer almak istemedim. 
2003 yılında ÖSS girerek tekrardan kazandım bu seferde okul yandığı için öğrenci almadılar başka bir okulda düşünmedim. 
Ertesi sene ise ameliyatımdan dolayı yetenek sınavlarına giremedim. 
Anlayacağınız bu zamanlarda şansızlıklar üst üste gelmişti ama hırsımla inatçılığımla 2008’ de tekrardan denedim ve Marmara Üniversitesini BESYO’yu kazandım.
Okul başlar başlamazda okulun bulunan kulübüne transfer oldum ve futbolla tekrardan buluştum. 
Marmara Üniversitesi 2 ligde yer almaktaydı ve o sezon şampiyonluk yaşayarak 1 lige çıktık.
Üniversite takımlarının kesinlikle liglerde yer alması gerekiyor, Bayan futbolunun daha üst kademelere çıkabilmesi için. 
Üniversite ki tüm hocalarım bayan takımına destek olmaktadır ve kesinlikle eğitimcilerin yer alması gerekiyor.
Soru 8: Marmara’da 1 sezon geçirdiniz ve ardından Kartalspor’a transfer oldunuz neden? Kartalspor’da 1 sezon geçirdikten sonra tekrardan Marmara Üniversitesi Bayan futbol Takımına geri döndünüz sebebi?
Cevap:Marmara Üniversitesi takımında oynarken teklifler gelmeye başlamıştı birçok kulüpten sezonun bitmesini beklemiştim. Bir sonra ki sezon için maddi konuda anlaşamadığım için Kartalspor’u tercih ettim.
Ama Kartalspor’da da maddi açıdan alacaklarımı alamadığım için eski kulübümden teklif geldi ve değerlendirdim. Malesef ki bayan futbolunda bu sorunlar yaşanmaktadır amatör olarak geçtiği için sineye çekmek zorundasınız.
Kimseye şikayet edemiyorsun 1 sezonun gidiyor olan sporculara olmaktadır.Bizim gibi sporcular o yüzden antrenör olarak gelmeliler ki başka sporcular yok olmasın.
Soru 9: Üniversitede Son Seneniz ve Antrenörlük Okuyorsunuz Sonrasında Ne Yapmayı Planlıyorsunuz?
Cevap: Evet son senemdeyim kısmet ise aldığım eğitimler sayesinde geleceğin futbolcularını yetiştireceğim ve futbolun içerisinde yer alacağım.
İlk olarak milliğim sayesinde atamam yapılacak ve sonrasında okullardan altyapı kurmayı düşünüyorum. 
Tabi ki iyi bir sponsor bularak liglerde yer alacak takımda şart. 
Bunların yanında tesis vs.. tam bir profesyonel ekipman (psikolog, malzemeci, masör, scaut ekibi) oluşturacağım.
Soru 10: Futbolda Bayan Antrenörlere Pek Alışık Değiliz, Bu Sizin açınızdan nasıl bir duygu ?
Cevap: Önümüzde bazı örnekler var bazıları başarılı bazıları ise başarısız olmuştur. 
Ama kesinlikle her bayan takımın başında bayan antrenörler olmalıdır.
Çünkü bayanın psikolojisinden, anatomisinden, fizyolojisinden bir bayan anlar diye düşünüyorum. 
Nasıl erkek takımlarında bayanlar yer almıyorsa, bayanlarda da erkekler yer almamalıdır. 
Ayrıca kesinlikle eğitim almış veya eğitimci olmalıdır. 
Bir de futbolun içerisinden gelmelidir ve futbolculuk geçmişi, tecrübesi olmalıdır. 
Benim için çok güzel bir duygu; hatta şuan da bayan futboluna kazandırdığım futbolcular bulunmaktadır ve liglerde görev almaktadırlar.
Soru 11: Yurtdışından Teklif Gelse Ne Hissedersiniz Ve Ne Yapmayı Düşünürsünüz?
Cevap: Geçmiş yıllarda futbol oynarken yurt dışından teklif aldım ama ailem üniversitede okumam için izin vermemişti, ilk defa karşı gelmişlerdi. 
O yüzden futbolcu olarak gelse artık gitmem. Üniversite son sınıftayım geleceğime bakmak zorundayım. Ama antrenör olarak gelirse tabi ki giderim.
Soru 12: Türkiye’de Bayan Futbolu Diğer Ülkelerle Aynı Seviyede Değil Bunun İçin Ne Yapmalı?
Cevap: Öncelikle altyapılar kurulmalı ve eğitimciler getirilmelidir. Tabi bunun yanında Türkiye’de eksik olan tesis, mali durumlar, profesyonel takımların bakış açıları değiştirilmelidir. 
Yurt dışında küçük yaşlarda erkek takımlarınla birlikte antrenman yapmaktadırlar ve çocukların küçüklükten beri gelişimleri tutulmaktadır. 
Yapılan testler ile birlikte hem fiziksel hem de antropometrik sonuçları takip etmektedirler. 
Türkiye’de ise bu söylediklerim en fazla 1-2 kulüpte bulunmaktadır bunların başında da eğitimci yer aldığı içindir. 
Türkiye’ de bayan erkek ayrımı yapılıp küçük yaşlarda erkek takımın altyapılarında yer almamaktadırlar.
Yurt dışında tamamen profesyonelce yaklaşım bulunmaktadır. 
Hatta Amerika’da bayan takımı erkek takımından daha popülerdir. 
Dediğim gibi ilk önce sponsor, tesis, altyapılar ve eğitimciler başında olmalıdır.
Soru 13: Milli takımda ve oynadığınız takımlarda unutamadığınız maç ve gol var mı?
Cevap: Milli takımda İSRAİL’le vefa stadında oynadığımız özel maçı unutumam.
Oyuna sonradan girdim ve girer girmez uzaktan vurarak 1-0 öne geçmiştik.
Ardından asist yaparak Nurhan arkadaşıma ara pası vererek 2-0 getirdik ve maçı yenmiştik.
Ayrıca Avrupa şampiyonası için ter döktüğümüz maçta Bosna’da Bosna Hersek ile karşılaşmamızda oyuna girdikten 2 dk sonra 18 çizgisine yakın yerde rövaşata ile gol atmıştım.
Bir de Romanya‘da yaptığımız özel maçı unutamam o maçta kale hariç her mevki de oynadım.
Türkiye’ de ise Kuzeyspor’da şampiyonluk kazandığımız maçı unutamam. Marmara’da geçen sezon 0-0 giden maçta Gölcükspor’a attığım 28 metreden attığım gol ayrıca Çanakkale Belediyespor’da oynarken Antalya takımına karşı attığım 4 goldür.
 
Soru 14: Türkiye’ de ve Yurt Dışında Beğendiğiniz Oyuncu Var mı ?
Cevap: Türkiye’ de beğendiğim; erkeklerde Hakan ŞÜKÜR hem kişilik hem de oyun anlayışı açısından, yurt dışında ise George HAGİ, Lionel MESSİ, Cristiano RONALDO’ dur. 
Gelelim Türkiye’ deki bayanlara bence gurur kaynağımız olan bizi yurt dışında temsil eden arkadaşımBilgin DEFTERLİ’ yi beğenirim. 
Tabi ki geçmişte Melahat ERYURT, Ayşe KURT yer alır. Yabancı ise Brezilyalı Marta Vieira da Silva’dır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder